Four Duvar


Dört Duvar arasında kalmak... Hayatımın bu bölümü yanlış giden bişeylerin habercisi buraya neden yazıyorum onuda bilmiyorum ya... Bi Cafe 4 duvar bi Bilgisayar bide ben zulum gibi herşey. Ya ben anlayamıyorum yada beni anlatamıyorum insanlara, onlardan çektiklerim yetmezmiş gibi..

Kaç yıldır sokaktayım bilmiyorum,
Eğer, dört duvar, iki oda
Ve, bir çatıysa ev dedikleri,
Ondan hiç olmadı, olamadı doğrusu
Şimdi ben sonsuz odası olan
Kapısı ardına kadar açık,
Tüm odalarında kalabildiğim
Yıldızlardan istediğimi, yorgan,
Kartonlardan istediğimi, döşek yaptığım
Koskocaman dünya evinde yaşıyorum.
Yaşım kaç bilmem,
Okul nedir, diye sorsanız,
Her gün, istediğim okula giderim.
Boyu benim kadar olanlara sordum,
Yaşım onüç-ondörtmüş,
Cebir, kimya, fizik hiç anlamam,
Bildiğim yağmurdan, kardan,
Soğuktan nasıl korunursun,
Bir parça kuru ekmek bulunca,
Onu nasıl ziyafete çevirirsin,
Yarına artırırken nasıl döner,
Pasta tatlı yapabilirsin.
Babamı hiç tanımadım,
Ben küçükken ölmüş.
Aklım erer ermezdi,
Annemi toprağa verdik.
Kimsecikler tutmadı elimden.
Gökyüzüne kucak açmış köprüler,
Sur dipleri bastı beni bağrına.
Süslenemedim hiç ama,
Ayda bir hamama giderim,
Veli amca şöyle bir kese atınca,
Sabun tenime değip rengim değişince,
Fena da olmam hani.
Güzel gözlerim varmış,
Tenim buğday, yanaklarım yuvarlakmış,
Aslında epey yakışıklıymışım.
Aynada süzerim kendimi,
Tanıyamam.
Bu ak pak, temiz oğlan ben miyim,
Keşke böyle temiz kalabilsem,
Bilirim akşama varmaz kirlenir,
Elim, yüzüm, üstüm, başım
Nasıl kirlenmez ki,
Çöpten kazanırım nafakamı,
Elim, yüzüm kirlense de,
Asla yüreğimi kirletmem,
Pek çok ağadan, beyden
Daha mertim, daha cesurum
Bizim alem böyledir,
Dışımız hep kirlidir ama,
Yüreğimiz, yüreğimiz hep temiz kalır.
(Özlem Doğan)

Hiç yorum yok: