
Arkalarında neler saklı olduğunu bilemezsiniz.
Ahmet ALTAN
Uşakspor yarım asırı aşkın zaman halkın takımı olamadı. Bundan sonra olabilirmi sizce. ?
Halkın takımı olmanın bir bedeli var ve bu bedeli öderken esas olan şeyin "Hoşgörü göstermek" olduğunu unutan zihniyet görev başında bulunduğu müddetçe, "Halkın Takımı" sıfatının sandığımız kadar kolay gelmeyeceğini ve uzun ömürlü olmayacağını görmek için kılavuza ya da dürbüne gerek yok.
Peki ne oldu bu takım neden bir belediye başkanı döneminde üç kez üst üste lig düştü hiç muhasebesini yaptınız mı?
“iktidar tutkusu” ve milyonlarca doların sağladığı rehavet unsuru zenginliği kaynağı koruma arzusu yüzünden mi?
Saha içindeki ve dışarıdaki her şeyi bir kenara koyalım. Uşakspor son yıllarda bir bayrak adam yaratamadıysa kabahat kimin, kimlerin?
Toplum değerlerinin erozyona uğraması, maneviyat denen şeyin modası geçmiş kışlıklara, dolapların arkasında naftalinle birlikte yarenlik etmesi gibi şeyler, hep yuvarlak tespitler. Sivassporun yarattığı efsaneye bir kilometre bile yaklaşamamak neden?
Ali Erdoğan dan sonra ne değişecek? Ümit ediyorum çok şeyler değişecek.
Biz sevdiğimiz takımın maçını heyecandan yerimizde duramadan seyrederken, arkada birileri bambaşka işler için kullanıyor o kulüpleri.
Karşılıksız Sevgi Aşigo
Tribün bağırır karşılıksız sevgidir o cebine para girmez aksine çıkar fakat diğerleri sadece bir amaç peşindedirler, ceplerini her zamankinden daha çok para ile doldurmak.
Size trajikomik bir örnek vererek devam edelim yazıya. Aşigoların Deplasman yolundaki ağaç saymaları hepimiz için önemliydi. Bu bir tribün jargonu hayatta tek mutlu oldukları an dış saha maçı, dayak yemek çantada keklik bile olsa Karadeniz maçları çoğu on bin ağaçtan fazlaydı. Gelecek haftanın planlarını yaparken atlardı biri "beyler bu hafta sekiz bin ağaçlık yere gidiyoruz", herkes anlardı. Takım isminin ne önemi vardı.
Zaman geçti. Ağaçlar mevsimine göre kurudu, mevsimine göre yeşerdi. Aşigo ekip 30'una merdiven dayadı, çoğu 30'unu geçti. Eskisine göre heyecanımız kalmadı belki ama birbirimize de söyleyemedik bu durumu. Mecburen gittik geldik belki de deplasmanlara. Takım zaten sürekli hayal kırıklığı. Aşigo olmak kolay mı? Otuzuna geldin hala çocuksun büyümedin gitti damgası yemedin mi. O tribünde senin lafın geçmez.
Bu destansı anlatımdan gerçeklere dönelim.
Ne kurtarır bu takımı ben spor Hukukçusu değilim klüp başkanı hiç değilim ama fikir sahibi bir bireyim ve bana kalsa bu takımı toptan. Aşigolara emanet ederim. Belediyecilerle olmaz bu iş.
Teklifimin Dünyada çok sıra dışı bir örneği var. AEK.
Dimitri Hatzihristos yunan futbolunda bir fenomen Aşigolara bir örnek.
Hayat hikâyesi çok ilginç. Kendi halinde takımının peşinde o deplasman senin bu deplasman benim diyerek dolanan bir taraftar iken iki arkadaşıyla bir araya gelip Gate 21`i nasıl yeniden canlandırırız diyorlar. Original Gate21 oluyor Original 21 ve öyle kaliyor isimleri. 1982 yılında 2 kişiyle başlayan serüven bugün Avrupa`nın hemen hemen her şehrinde bir Original 21 kulübüne dünüşmüş. Londra`da, Paris`te hatta Melbourne`de bile Original 21 lokali bulmak mümkün.
Bu kulüplerin özelliği başkanlarının ya da liderlerinin olmayışı. Her hangi bir sebeple sorulduğunda bizim ne üyemiz ne de liderimiz var deniyor. Kağıt üzerinde hiçbir resmiyetleri yok. Böyle enteresan bir yapıyı kurmak hatta 25 yıldan fazla yaşatmak da her liderin harcı olmasa gerek. Zira 25 yıl boyunca başkanların bir şekilde kurban etmek istediği ama bir türlü yok edemediği, ultras sistemin bile çok ilerisinde bir yapılanma söz konusu.
Bu sene Dimitris Hatzihristos ve original, tribün kariyerlerine bir yenisini eklediler. Taraftar devrimiyle amatör şubelerin yönetimini de ellerine aldılar. Öyle amatör şubeler düşünün ki, futboldan alması gereken ödenek kesilmiş, krizler neticesinden başkanlar çekip gitmiş, basketbol küme düşmekten zor kurtulmuş voleybol takımları ikinci lige demir atmış, sponsorlar çekilmiş... Bütün bu çekip gitmelerden, futbol şubesinin entrikalarından sıkılan tribünün kaka çocukları olaya el atıyor ve liderlerini başa getiriyorlar. Dimitris Hatzihristos ve ekibinin seçimlerden sonra yaptıkları ilk iş sponsorlar bulmak, her amatör şubeye bir başkan yerleştirmek ve düşük bütçelerle takımları yenilemek oluyor. Artık voleybol takımları liglerinde lider durumda. Basketbol takımları toparlanma sürecinde. Hentbol da 1. lige yükselecek gibi duruyor. Vip koltuklarında ise daha geçen sezon sprey boyayla pankart yapan adamlar var şimdilik. Hal böyle olunca taraftar daha keyifli, tribünler daha coşkulu.
Dimitris ise hala romantik taraftar, Vip`nin yolunu bile bilmiyor. Hala tribünün ortasında komutlar veriyor. Tek derdi AEK...
Öneri: by Mafalda
AŞİGO MANİFESTO
Bana çıldırmış diyebilirsiniz. O zaman düşünün taşının Uşaklının halinden, Uşaklı anlamazda kim anlar? Hiç olmazsa bu tribün bu başkandan daha çok kafa patlattı bu takım için. Aşigolar hemen şu dakika bir manifesto yayınlasalar kimin gıkı çıkar.
Öyle ya biz medeni bir toplumuz. Demokrasiyi biz icat ettik bu öneri anarşiden öteye gitmez dersiniz siz cebi bol insanlar. Ben Aşigolar adına yayınlıyorum buna uymayan Uşakspor taraftarı değildir.
Manifesto Metni
Birincisi birçok tribün grubunda görülen "birlik" mesajı.
İkincisi hiç kimsenin kendi yararı için değil takımın, topluluğun yararı için çalışması ve böylece altın bir geleceğe doğru yol alınması.
Üçüncüsü her türlü yayında ve diyaloglarda stadyum için "1 Eylül değil" değil "1 Eylül cehennemi" kelimesinin kullanılması ve bunun lafta kalmayıp maç boyu sergilenecek kaşkol, bayrak ve flamalarla desteklenmesi. Bunun bir uzantısı da aynı şekilde deplasmanda da futbolcuların evinden çok uzakta hissetmemesini sağlamak.
Dördüncüsü bir "taraftar korosu" olarak değil bir "tribün grubu" olarak anılmak. Yani maç boyu sadece şarkılar söyleyip tezahüratlar yapmak değil, maç öncesi ve sonrası da konulan tavır ile bir birlik olduğunun gösterilmesi, giyilen kıyafetler, otobüs organizasyonları gibi bir dizi öğe dahil buna.
Beşincisi "para". Evet tribün gruplarının da bir çok organizasyon içi maddi kaynağa ihtiyaç var. Kaç bin üyemiz var bilmiyorum ama kişi başına üyelerinden 1 euro alınıp Kulübün banka hesabına yatırılacak. Yani "para" dediysek Abramovich parası değil. Daha makul bir rakam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder